Avrupa Birliği Bakanlığı ’ndan yapılan açıklamada, “Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Büyükelçi Volkan Bozkır, Yerel Düzeyde AB Çalışmalarına Yönelik Kapasitenin Güçlendirilmesi Eylem Planı ’nı 23 Aralık 2014 Salı günü saat 10.00 ’da Avrupa Birliği Bakanlığı ’nda yapacağı basın toplantısı ile kamuoyuyla paylaşacaktır. Türkiye ’nin yeni Avrupa Birliği Stratejisi kapsamında hazırlanan ‘Yerel Düzeyde AB Çalışmalarına Yönelik Kapasitenin Güçlendirilmesi Eylem Planı ’, Bakanlığımızın ve ilgili kurumların yerel düzeyde yürütmekte olduğu AB alanındaki faaliyetlerinin daha sistematik ve sürdürülebilir bir zemine kavuşmasını sağlayacaktır. Eylem Planı, Türkiye ’nin yeni Avrupa Birliği Stratejisi ve İletişim Stratejisi kapsamında planlanan çalışmaların yerel düzeyde daha etkin yürütülmesi ve bu çerçevede ihtiyaç duyulan kurumsal kapasitenin oluşturulması için zemin hazırlayacaktır. Bunun yanı sıra yerel düzeyde yoğun işbirliği gerçekleştirmesi gereken kurumlar arasındaki mevcut koordinasyonun iyileştirilmesi ve yerel düzeyde AB işlerine yönelik kapasitenin geliştirilmesi bu planın diğer önemli hedeflerini teşkil etmektedir. Bir yol haritası mahiyetinde olan Yerel Düzeyde AB Çalışmalarına Yönelik Kapasitenin Güçlendirilmesi Eylem Planı ’nın 2015 Ocak ayından itibaren tüm paydaşlar ile işbirliği içerisinde uygulamaya konması öngörülmektedir” denildi.
Zonguldak ’ın Devrek ilçesinde AK Parti İlçe Başkanlığı kongresine katılan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “CHP ve MHP ’nin iktidar olma arzusu ve hevesi de yok.” dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, AK Parti Devrek İlçe Başkanlığı kongresi için Zonguldak ’ın Devrek ilçesine geldi. Programa, AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, Zonguldak Milletvekili Özcan Ulupınar, ilçe ve belde belediye başkanları ve partililer de katıldı.
Büyük bir katılımla sağlanan kongrede konuşan Başbakan Yardımcısı ve Hükumet Sözcüsü Bülent Arınç, yaklaşan genel seçimler için konuştu. CHP ve MHP ’nin iktidar olma arzusu dahi olmadığını söyleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “CHP ’nin, MHP ’nin iktidar olma arzusu da yok, ümidi de yok, hevesi de yok. Geri kalanları müsaade ederseniz saymayayım. Saadet Partili arkadaşlarım olabilir. Camiden çıkarken kendilerini tanıttılar. Saadet herhalde yüzde 1 ’den yüzde 2 ’ye çıkabilir. Ama ne temin edecek. Ne getirecek, bir milletvekili çıkaramayacak. BBP ’nin yüzde 1 ’e yakın oyu var. Diyelim ki yüzde 2 oldu. Adı sanı duyulmamış partiler var. 14 partiyi bir araya getirip ‘ekmek için Ekmeleddin ’ dediler netice ne oldu. Ekmeği aldık başımızın üstüne koyup öptük. Ama Ekmeleddin ’e ’dur be kardeşim ’ dedik. ’Senin desteğin kim ’ dedik, ‘Ibıdık, zıbıdık partiler” diye eleştirdi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu partisinin Bolu kongresinde konuştu.
Davutoğlu’nun konuşmasından satır başları;
Yirmi dört saat yetmiyorsa yirmi beş saat çalışıp bu davayı daha da ileriye götüreceğiz.
Kürt-Türk demeyeceğiz, Alevi-Sünni demeyeceğiz Türkiye’nin birliği için çalışacağız.
Mertliğin sembolü olan Bolu’dan namertlere sesleniyorum, hiçbir namert bizi yolumuzdan geri döndüremez.
Milli iradeye darbe vurmak isteyenler amaçlarına ulaşamayacaktır.
CHP Şişli’yi idare edemezken bu ülkeyi nasıl yönetecek. Kılıçdaroğlu bana dört yıl verin yeter diyor. Değil dört yıl bu millet sana dört gün bile vermez.
Bolu’yu kültür turizm ve gelişim merkezi olarak ilan ediyoruz. Turizmin göz bebeği haline getiriyoruz.
Kaynak : Haber7
Antalya Büyükşehir Belediyesi Meclisi ’nin 16 Aralık 2014 tarihi ek toplantıda Manavgat, Alanya ve Finike ’de bazı caddeleri Büyükşehir Belediyesi ’ne devredilmesi yolundaki kararının ardından Manavgat Belediyesi, Büyükşehir ’e devredilen caddelerde çöpleri toplamadı.
Konuyla ilgili açıklama yapan Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Menderes Türel, “Büyükşehir ’in farkını vatandaş hissedecek diye korkuyorlar. Kanun gereği çöp toplama işlemi ilçe belediyelerine ait” dedi.
CADDELER KİRLİ KALDI
Manavgat ’ta Hasan Fehmi Boztepe Caddesi, Antalya Caddesi, İbrahim Sözen Caddesi, Zübeyde Hanım Caddesi, Demokrasi Bulvarı, Hastane Caddesi, Sarılar Caddesi, Muhittin Ersoy Bulvarı, Sorgun Bulvarı, Çolaklı Tilkiler Caddesi, Evrenseki D-400 kavşağı Turizm Yolu bağlantı caddesi, Kumköy Bulvarı, Kemer Bulvarı, Side Bulvarı, Remzi Güven Caddesi ve Barbaros Caddesi ’nde çöpler alınmadı.
Büyükşehir Belediyesi çöplerin toplanmadığı caddelere uyarı levhası yerleştirdi.
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNE GEÇTİ
Yılda 4 milyon turistin ziyaret ettiği ve Türk turizminde yüzde 12 ’lik paya sahip olan Manavgat ’ta ana arterlerde çöpleri toplamaması vatandaşlar tarafından tepkiyle karşılanırken, 700 ’e yakın muhtarın katılımıyla gerçekleştirilen Muhtar Bilgilendirme Merkezi (MUBİM) toplantısında yaptığı konuşmada ilçedeki çöplerin toplanmaması konusuna değinen Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, “Yeni yasa ile bir çok yetki Büyükşehir Belediyesi ’ne geçti. Kanun gereği 20-30 metrelik bulvarların peyzaj ve bakım hizmetleri Büyükşehir Belediyesi tarafından verilecek. Siyasi parti ayırt etmeden CHP ’li Manavgat Belediyesi, MHP ’li Alanya Belediyesi ve Ak Partili Finike Belediyesi ’nden bazı caddeler Büyükşehir Belediyesi ’ne geçti” dedi.
KANUN GEREĞİ ÇÖP TOPLATMA İLÇENİN GÖREVİ
Kanun gereği yapılan bu çalışmanın yeni bir siyasi mevzu hale getirildiğini belirten Başkan Türel, “Siyasete yeni kavramlar sokuyorlar. Yeni Antalyalılar ,yeni Alanyalılar, yeni Manavgatlılar, yeni Finikeliler diye. Sen nüfus memuru musun? Bizim Alanyalılığımız. Manavgatlılığımız, Finikeliliğimizi size sormayız. Biz sizden daha fazla Alanyalıyız, Manavgatlıyız, Finikeliyiz. Sizden daha fazla Antalyalıyız. Menderes Türel ’in Antalya sevdasını herkes bilir. İşinizi yapın. Kanun gereği çöp toplama işlemi ilçe belediyelerine ait. Şimdi Manavgat Belediyesi, bize geçen caddelerde çöp toplamıyormuş. Çöpü toplamak onun işi. Bizim derdimiz hizmet. Onlar insanı, memleketi düşünmüyorlar. Büyükşehir ’i zora sokarak üç oy fazla alır mıyız, bunu hesap ediyorlar. Manavgat çöpten kokarsa sorumlu Büyükşehir gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu memleketi çöp dağlarına teslim etmeyiz. Kimse siyaset yapmasın.”
“BÜYÜKŞEHİR FARKINI VATANDAŞ HİSSEDECEK DİYE KORKUYORLAR”
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel konuşmasını şöyle sürdürdü: “Alanya ’da 30 caddeyi almamız gerekirken 8 cadde aldık. Manavgat ’ta 27 caddeyi almamız gerekirken 7 cadde aldık. Neden? Paylaşmak derdindeyiz. Biz her şeyi yapacağız demiyoruz. Kanun emrettiği için, hizmet etmek için alıyoruz. Bu sorunları mesele yapmaların arkasında başka şeyler yatıyor. Büyükşehir ’in o caddelere yapacağı hizmetlerdeki farkı vatandaş hissedecek diye korkuyorlar. Bunu hissettikleri için farklı provokasyon içindeler. Finike ’de cadde aldık. Onlar memnun, isterseniz hepsini alın diyorlar. Bu caddelerin bakımlarının ekonomik külfeti var çünkü. Serik Belediye Başkanı hepsini alın diyor. Biz bu bulvarı ekonomik külfet olarak da üzerimize alıyoruz. Alacağımız ilan reklam geliri, bu caddelere yapacağımız yatırımın yarısını karşılamıyor.”
Kaynak : İHA
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, gazeteci Derya Sazak’ın, Milliyet’ten ayrılmasında dahli olduğuna ilişkin iddiaları yalanladı.
Akdoğan, sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden şunları kaydetti:
“Derya Sazak, Milliyet’ten ayrılmasında dahlim olduğunu söylemiş. Bu açık bir yalan, iftira ve hezeyandır. İnsan bu kadar alçalmamalı, küçülmemeli. Basın ahlakına sahip olmayanlar basın özgürlüğünden dem vuramazlar. Yalakalık ve yalancılık arasında savrulandan gazeteci olmaz.”
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, “Bence, CHP bu kadar kargaşa içerisinde, Atatürk’ün partisi dedikleri CHP’nin içerisine cemaati sokuyorsa, kendilerine yeni bir isim bulmaları gerekiyor. Biz, hemen AK Parti olarak onlara yardımcı olalım, AK Parti olarak onlara isim bulma konusunda destek olalım. CHP, ismini değiştirebilir, ‘Cemaate Hizmet Partisi’ yapabilir mesela” dedi.
HDP, İmralı ziyaretlerinin ardından kamuoyunda tepkilere neden olan açıklamalar yapmayacak, basın üzerinden polemiklere son verilecek
YENİ SAYFA AÇILDI
Hükümet, terörün son bulması için yürüttüğü çözüm sürecini seçimden önce nihai hedefe ulaştırma konusunda kararlı adımlar atmayı sürdürüyor. Süreci daha geniş tabana yaymak için diğer Kürt partileri ile de görüşen hükümet, kırılganlıkların son bulması için HDP ile iletişimde de yeni bir sayfa açtı.
YENİDEN BELİRLENDİ
HDP ile yaşanan polemiklerin son bulmasını isteyen hükümet, İmralı ziyaretlerinin ardından yapılan açıklamaların çerçevesini de yeniden belirledi.
SON BULACAK!
HDP, İmralı ziyaretlerinin ardından kamuoyunda tepkilere neden olan açıklamalar yapmayacak, basın üzerinden polemiklere son verilecek. Yeni dönemde HDP milletvekilleri sürece ilişkin atılacak adımlar olgunlaşmadan kamuoyu ile paylaşmayacak.
Yetkililer, HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in açıklamaları, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın iç güvenlik paketinin yasalaşması durumunda sokaklarda eylem yapılacağını açıklamalarının iletişimde yeni bir çerçeveyi zorunlu kıldığını söyledi.
ÖCALAN’DAN ÖNEMLİ MESAJ
HDP heyeti, geçen hafta MİT ve hükümet yetkilileri ile görüştükten sonra İmralı’ya gerçekleştirdiği ziyaretten önemli bir mesajla döndü. Görüşmede, hükümetin “kamu düzeni” ve “çekilme” talebi değerlendirildi. Abdullah Öcalan, HDP heyeti aracılığı ile kamu düzeninin sağlanması mesajı iletti. (Sabah)
HDP, İmralı ziyaretlerinin ardından kamuoyunda tepkilere neden olan açıklamalar yapmayacak, basın üzerinden polemiklere son verilecek
YENİ SAYFA AÇILDI
Hükümet, terörün son bulması için yürüttüğü çözüm sürecini seçimden önce nihai hedefe ulaştırma konusunda kararlı adımlar atmayı sürdürüyor. Süreci daha geniş tabana yaymak için diğer Kürt partileri ile de görüşen hükümet, kırılganlıkların son bulması için HDP ile iletişimde de yeni bir sayfa açtı.
YENİDEN BELİRLENDİ
HDP ile yaşanan polemiklerin son bulmasını isteyen hükümet, İmralı ziyaretlerinin ardından yapılan açıklamaların çerçevesini de yeniden belirledi.
SON BULACAK!
HDP, İmralı ziyaretlerinin ardından kamuoyunda tepkilere neden olan açıklamalar yapmayacak, basın üzerinden polemiklere son verilecek. Yeni dönemde HDP milletvekilleri sürece ilişkin atılacak adımlar olgunlaşmadan kamuoyu ile paylaşmayacak.
Yetkililer, HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in açıklamaları, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın iç güvenlik paketinin yasalaşması durumunda sokaklarda eylem yapılacağını açıklamalarının iletişimde yeni bir çerçeveyi zorunlu kıldığını söyledi.
ÖCALAN’DAN ÖNEMLİ MESAJ
HDP heyeti, geçen hafta MİT ve hükümet yetkilileri ile görüştükten sonra İmralı’ya gerçekleştirdiği ziyaretten önemli bir mesajla döndü. Görüşmede, hükümetin “kamu düzeni” ve “çekilme” talebi değerlendirildi. Abdullah Öcalan, HDP heyeti aracılığı ile kamu düzeninin sağlanması mesajı iletti. (Sabah)
Komisyonda her bakan için Yüce Divan’a gidip gitmemeleri oylaması yapılacak. Komisyon geçen hafta oylama usulünü ele almış ancak suçlamalara yönelik ayrı ayrı oylama yapılıp yapılmaması konusunda net karar alamamıştı. Komisyon bugün yapacağı toplantıda ise oylama öncesi bakanlarla ilgili her fiilden ayrı mı yoksa hakkındaki suçlamalar için tek oylama mı yapılacağı konusunu karara bağlayacak.
Üye tam sayısının salt çoğunluğuyla toplanan komisyonda, Yüce Divan kararı ise toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla alınacak. Açık oylama yapılacak Komisyonda her bir komisyon üyesi oyunu ‘yüce divan’a gitsin’ ya da ‘gitmesin’ şeklinde kullanacak.
10 GÜN İÇİNDE VEKİLLERE DAĞITILACAK
Komisyon raporunu 6 Ocak’ta Meclis Başkanlığı’na sunacak. Meclis Başkanlığı, raporu 10 gün içinde milletvekillerine dağıtacak. Dağıtımın ardından 10 gün içinde Meclis Genel Kurulu’nda eski bakanlarla ilgili yüce divan oylaması yapılacak. Genel Kurul’da; Yüce Divan’a sevk kararı ancak üye tam sayısının salt çoğunluğunun (276) gizli oyuyla alınabiliyor.
BAĞIŞ’TAN MASAK RAPORUNA İTİRAZ
Meclis Soruşturma Komisyonu Başkanlığı’na sunulan MASAK raporunda yer alan, eski AB Bakanı Egemen Bağış ve eşinin aldığı üç evin “gelirleriyle orantılı olmadığı” yönündeki tespite Bağış’tan itiraz geldi. Komisyona avukatı aracılığıyla dilekçe veren Bağış; 2010, 2011 yıllarında edindiği taşınmazlarla ilgili şüpheli bir malvarlığı hareketinin söz konusu olmadığını kaydetti. Dilekçede, “2013’te işlendiği iddia edilen maddi menfaatlerin, 2013’ten önce malvarlığına girmesi veya malvarlığı değerine dönüşmesi aklen ve fiilen mümkün değildir” denildi.
CHP ’nin 23 Aralık ’ta toplanacak olan Parti Meclisi ’nde, Güler ’in durumunun ele alınması ve disipline sevk edilip edilmeyeceği konusunun karara bağlanması bekleniyor.
Daha önce CHP Eskişehir milletvekili Süheyl Batum ’un kesin ihraç istemiyle disipline sevkine MYK ’nın karar vermesinin parti tüzüğüne aykırı olduğu öne sürülmüştü. Parti tüzüğüne göre kesin ihraç için PM ’den karar alınması gerektiği görüşü ifade edilmişti.
Parti yönetiminin bu nedenle Güler için bu kez PM kanalıyla disiplin sürecini başlatmayı planladığı iddia ediliyor. Öte yandan Parti Meclisi ’ne sunulacak olan son MYK Raporu ’nda, genel seçimlere yönelik yürütülen çalışmalar da yer aldı. ‘Parti içi çalışmalara yönelik beklentiler ’ alt başlıklı raporda, örgütlere seçim taktiği verilirken, uyarılarda da bulunuldu. Parti içi sorunların halkın önünde tartışılmaması, üye sayısının artırılması için daha çok çalışılması istendi.
EV ZİYARETLERİNİ ÇOĞALTIN
Parti örgütlerine seçim taktikleri kapsamında ise ev ziyaretlerinin yoğunlaştırılması istendi. Önseçim konusunda üyelere güvenilmesi, sağı ve solu birleştirecek politika ve adaylarla seçime gidilmesi, örgütün sosyal medyayı etkin kullanması, illerde parti okullarının açılması istendi.
Kaynak : Star
Rapora göre üyeler lokantasında 257.608, üyeler kafeteryasında 147.136, memurlar lokantasında 374.308, bahçe lokantasında 103.458 olmak üzere toplam 882.510 kişiye yemek hizmeti sunuldu. 11 resmi davette 4250 kişiye hizmet verildi. Erkek berber salonlarında 8023, kadın kuaför salonlarında 9206, lostra salonlarında 17.075, spor tesislerinde toplam 11.366 kişiye hizmet verildi. 262 tuvalet, 36 asansör ile 116.500 metrekare zeminde sürekil temizlik hizmeti yapıldı. 1219 çalışma ve makam odası, 52 salon ile 26.859 metrekare koridor temizlendi. 11.960 adet araç yıkama, 194.246 metrekare cam, 1848 metrekare duvar temizliği yapıldı.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, (yeni tahsis edilmiş) 4,7 milyar avronun insanlara katkı sağlayacak şekilde dağıtılmasının proje eğitiminden geçtiğini söyledi.
AB ve Dışişleri bakanlıklarının temsilciliklerinin açılış törenine katılmak üzere Antalya’ya gelen Bozkır, Vali Muammer Türker’i makamında ziyaret etti.
Bozkır, ziyarette yaptığı konuşmada, Türker’in, Avrupa Birliği sürecinde çok emek verdiğini ve önemli katkılar sağladığını söyledi.
Türker ile İçişleri ve Ulaştırma bakanlıklarındaki görevleri esnasında birlikte çalıştıklarını anlatan Bozkır, şöyle konuştu:
VALİ TÜRKER’E BÜYÜK ÖVGÜ
“En zor dönemlerde, reform yasalarının gerçekten tartışılarak ve o günkü mekanizmalarla bir ölçüde uzlaşı sağlanarak yürütüldüğü günlerde, benim çok önemli bir çalışma arkadaşımdır. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği yaptığı dönemde de keza bu çalışmalarını sürdürmüştür. Kendisi Antalya Valiliğine atandıktan sonra Avrupa Birliği sürecine olan inancıyla bize, böyle bir imkan sağladı.”
Bozkır, Avrupa Birliği projelerinin sadece Ankara’dan değil, bölge açısından da bir merkezinin olmasının bütün yörenin, Türk halkının yararlanması bakımından önemli olduğunu kaydetti.
“ANTALYA’YA KOMŞU İLLERİN PROJE EĞİTİMİNİ YAPACAĞIZ”
“Sayın valimize bu mekanı sağladığı için gerçekten müteşekkiriz” diyen Bozkır, “Sadece Antalya için değil, Antalya’ya komşu bütün iller bakımından proje eğitimini yapacağız. Elimizde bulunan 4,7 milyar avronun, insanlarımıza katkı sağlayacak şekilde dağıtılması proje eğitiminden geçiyor.” ifadesini kullandı.
Bozkır’ın AB sürecindeki katkılarına değinen Vali Türker, “Türkiye’nin eğer Avrupa Birliği noktasında geldiği bir yer varsa, Sayın Bakanımızın burada katkısı çok fazladır. Buna birebir şahit, kendisiyle yakın teşrikimesaimiz bulunan bir kişi olarak söylüyorum” diye konuştu.
Vali Türker, Bozkır’ın valilik şeref defterini imzalamasın ardından “Sayın Bakanım, hediye işi artık kalktığı için size hediye takdim etmiyoruz. Basınımızın huzurunda bunu size söylüyorum” açıklamasını yaptı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, “İzinsiz gösteriler, Diyarbakır’a ve çözüm sürecine zarar veriyor” dedi.
Sur ilçesinde bir kahvaltı salonunun açılışının ardından gazetecilerin izinsiz gösterilere ilişkin sorusunu yanıtlayan Bakan Eker, düşüncelerin ve tepkilerin demokratik yoldan meşruiyet sınırları içerisinde ve kimseye zarar vermeden dile getirilmesi gerektiğini söyledi.
“BUNLAR ÇÖZÜM SÜRECİNE ZARAR VERİYOR”
Eker, iş yerlerine ve huzura zarar veren, izinsiz gösterilere katılanların adalete teslim edileceğini belirterek, şöyle konuştu:
“Bu manadaki her türlü gösteriyi kınadığımızı, Diyarbakırlılar olarak buna karşı durmamız gerektiğini ifade etmek istiyorum. Çünkü bunlar, Diyarbakır’a doğrudan kalıcı olarak zarar verecek gelişmelerdir. İzinsiz gösteriler, Diyarbakır’a ve çözüm sürecine zarar veriyor. Bu aslında süreci zehirlemedir.”
“BIRAKIN, DİYARBAKIR BİRAZ HUZUR BULSUN”
Güvenliğin ve kamu düzeninin sağlanması gerektiğini kaydeden Eker, “Çünkü Türkiye’ye zarar veriyor, Diyarbakır’a daha çok zarar veriyor. Bırakın, Diyarbakır biraz huzur bulsun. Esnafımızla, tüccarımızla ve vatandaşımızla, herkese meşruiyet sınırları dışına çıkmama konusunda çağrıda bulunmamız lazım” ifadelerini kullandı.
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, “Eğer HDP insanları, çocukları yeniden sokağa davet edecekse, Selahattin Demirtaş başta olmak üzere kendilerinin Avrupa’da, özel okullarda okuttukları, hatta piyano dersine yolladıkları çocuklarını yanlarına alsınlar, sokaklara o şekilde çıksınlar. Garibanın çocukları üzerinden bu tür terör eylemlerini yapmasınlar” dedi.
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, uzun menzilli füze projesinde teknoloji transferi, Türkiye’de ortak üretim, en kısa zamanda teslim ve uygun fiyat olmak üzere “dört başı mamur” bir teklifin oluşmasını beklediklerini söyledi.
Yılmaz, partisinin Bayraklı ilçe kongresine katılmak üzere geldiği İzmir’de Vali Mustafa Toprak’ı makamında ziyaret etti.
Bakan Yılmaz, ayrıca ocak ayında yapılacak Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısında seri üretime ne zaman geçileceği konusunda bir karar alınacağını, 2017 hedefine uygun bir karar alınacağını düşündüğünü vurguladı.
“HENÜZ GÖRÜŞMELER TAMAMLANMADI”
Uzun menzilli füzeler için Çinli firmayla görüşmeler devam ederken ikinci ve üçüncü teklifleri sunan firmalara da bu tekliflerin geçerlilik sürelerini uzatmaları yönünde talepte bulunduklarına işaret eden Yılmaz, “Muhtemelen henüz görüşmeler tamamlanmadı. Bir daha süre uzatımı isteyeceğiz. Ocak ayında yapacağımız Savunma Sanayi İcra Komitesi toplantısında bunun da çerçevesini somut bir hale getiririz” dedi.
Bakan Yılmaz, füze konusundaki karar üzerinde en etkili hususun teknolojik paylaşım olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“BAĞIMSIZ TÜRKİYE İÇİN BAĞIMSIZ SANAYİ”
“Bağımsız bir Türkiye istiyorsak savunma sanayisinde kendine yeterli bir Türkiye olması lazım. Savunma sanayisinde bağımsız olmayan bir ülkenin bağımsız olduğu söylenemez. Biz diyoruz ki birincisi teknolojik paylaşımı, ikincisi ortak üretimi… Ortak üretim dediğimiz Türkiye’deki sanayinin katılımı. 3,5 milyar dolarlık bir projenin bir kısmı Türkiye’de üretilsin istiyoruz. Ama teknolojik transfere imkan veren bölümlerin Türkiye’de üretilmesini istiyoruz. Yoksa teknolojik transferi gerektirmeyen, fason üretimlerin Türkiye’de yapılması değil. Teknoloji transferi bir, Türkiye’de ortak üretim iki, en kısa zamanda teslim üç, bir de fiyatın makul olmasıyla dört başı mamur bir teklif bekliyoruz. Bu ana kadar bunlar oldu mu? Türkiye açısından en iyi neticeyi almak için görüşmelerimiz devam ediyor.” dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Ankara il kongresinde partililere seslendi. Davutoğlu, paralel yapı ve CHP’nin ülkeyi vesayet altına almak istediklerini söyledi. Buna asla izin vermeyeceklerinin altını çizen Davutoğlu “Biz yetkiyi milletten alır hesabı yalnız millete veririz” dedi.
İşte Başbakan Davutoğlu’nun konuşmasından satırbaşları:
Bizim yaptığımız devrim özgüven devrimidir. AK parti kadroları özgüven içinde geleceğe yürümeye devam edecektir. Biz Anadolu’yu adım adım dolaşırken muhalefet partileri Ankara’da başka oyunlar içine girdi.
Çözüm süreci yönünde çok kararlı adımlar attık. 6-7 Ekim’de onlar tahrip etseler de biz inşa etmeye devame edeceğiz. Toprağa düşmüş her bir vatandaşımızın hesabını sorduk. Yasin Börü’nün katil zanlılarını yakaladık.
“ALLAH KILIÇDAROĞLU’NU CHP’NİN BAŞINDAN EKSİK ETMESİN”
CHP’nin genlerinde darbe kültürü vardır. Şişli’de neler oluyor görüyorsunuz? Bunlar nasıl memleketi yönetecekler? Melih Başkan’ın dediği gibi ‘Allah Kılıçdaroğlu’nu CHP’nin başından eksik etmesin’
Bir Şişli’yi idare edemeyen Türkiye gibi büyük bir ülkeyi nasıl yönetecek?
Muhalefet partileri paralelcilerle birlikte siyaseti dizayn etme çabası içinde. Kılıçdaroğlu 30 Mart öncesinde yaptığı ittifakları açıklasın.
“PENSİLVANYA’DAN EMİR ALANLAR HESAP VERECEK”
Eğer birileri Pensilvanya’dan ya da başka yerlerden emir alarak devleti yönetmeye kalkarsa bunun hesabını verecek. Biz sadece emaneti milletten alır hesabı millete veririz.
14 Aralık’ta yargıda başlayan süreç siyasi değildir. 2010 yılında haksız ve uydurulmuş delillerle haksız yere 17 ay hapis yatmışlar. Bu mağdur edilen insanlar gelip yargıya başvurmuşlar. Yargı ne yapacaktı? Bu töhmet altında susacak mıydı?
Hemen harekete geçtiler. Dosyanın içeriği bilinmeden basın mensuplarına müdahale edildiğini söylediler. AB hemen hükümetimiz aleyhinde kirli bir kampanya başlattılar.
“HERKES HESAP VERME MAKAMINDADIR”
Şimdi bir kez daha vurguluyorum: Bu operasyonlarda basın özgürlüğüyle alakası yoktur. Basın zaten teminat altındadır. Herkes hesap verme makamındadır. Vatandaşalarımızı haksız yere hapse atanlar bunu bilsinler ki, bir kez daha böyle bir şeye cesaret edemezler. Bu çeteyle ilgili yapılanı yaptık. Yapmaya da devam edeceğiz.
Bizim devlet anlayışımız Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet anlayışıdır. Bizim olağanüstü kongremize bir bakın bir de CHP’nin kongresine farkı görürsünüz.
17-25 Aralık operasyonlarında yolsuzlukla mücadelen çok, iktidarı devirme çabası vardır.
Kim yolsuzluğa bulaşmışsa kardeşimiz de olsa onun kolunu kopartırız. Yolsuzluk adı altında milli iradeye kim müdahale ediyorsa ona da aynı şekilde müdahale ederiz.
Bir klik HSYK’yı esir almak istedi. Tüm hakim ve savcılara teşekkür ediyoruz. Yargıtay ve Danıştay’a yeni üyeler atadık. 2015 Haziran’ından itibaren yeni anayasa için yola çıkıyoruz.
“SİYASİ VESEYAT ALTINA ALDIRMAYIZ”
Onlar siyasi veseyat altında koşarken biz de dünyanın ilk 10 ekonomisine girmek için koşacağız. Her hafta yeni bir reform programı açıklayarak yolumuza devam edeceğiz.
Dünyanın neresinde mazlum varsa sahip çıkacağız. Nerede zalim varsa karşısında duracağız.
Siyasete girmeyi daha önceden planlamadığını söyleyen Babacan, iyi bir sinema izleyicisi olduğunu ancak yoğunluktan dolayı artık sinemaya gidemediğini belirtti.
AK Parti iktidara geldiği günden bugüne kadar bütün kabinelerde yer alan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, siyaseti, askerliğe benzeterek, “Bedelli değil de, fiili askerlik gibi. Bu askerliğin başı sonu belli olan bir nitelikle olması tercih edilmeli” derken, gençlere de tavsiyelerde bulundu. Babacan, ilk bakanlığını televizyondan öğrendiğini de dile getirdi.
“ÇOCUKLUĞUM İŞ YERİNDE GEÇTİ”
Ali Babacan, AK Parti ’nin aylık yayınladığı Türkiye Bülteni ’ne ekonomiden günlük hayatına kadar önemli notlar paylaştı. “Neredeyse yürümeye başladığım dönemden itibaren iş hayatındayım diyebilirim.” diyen Babacan, “Evden çok işyerinde vakit geçirmeyi severdim. Rahmetli dedem 1928 ’de ticarete başlamış, babam da çok küçük yaşlardan itibaren ticaretle uğraşmış, ben de onların verdiği teşvik edici öğütleri duyarak ve hayatımda tatbik ederek yetiştim. Çıkrıkçılar Yokuşu ’nda, dürüstçe yapılan ticaretin ülke ekonomisine faydalarını yaşayarak öğrendim.” dedi.
“BAKANLIĞI TELEVİZYONDAN ÖĞRENDİ”
Babacan, siyasete nasıl girdiğini ise şöyle anlatıyor: “Önceden planlayarak siyasete girmedim açıkçası. Benim siyasete girmem, çok saygı duyduğum devlet büyüklerimizin davetini geri çevirmenin şık olmayacağından hareketle gerçekleşti. Kasım 2002 seçimleri sonrasında kurulan ilk AK Parti hükümetinde Hazine Bakanı olarak görevlendirildiğimi televizyondan öğrendim.”
“SİYASET ASKERLİĞE BENZİYOR”
Siyaseti askerliğe benzeten Babacan, “Ben siyaseti biraz da askerlik görevine benzetiyorum. Kendini iyi yetiştirmiş insanlarımızın da bu sorumluluktan kaçmamaları, ellerini taşın altına sokmaları gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“DÖNÜŞÜM SÜRECİ TANITILACAK”
Türkiye ’nin 2015 yılında liderler zirvesine ev sahiplik yapacağını hatırlatan Babacan, “Dönem başkanlığıyla birlikte, öncelikle, küresel ekonomik gündeme doğrudan yön verme imkânına sahip olacağız. Bu aynı zamanda, ülkemizin son on iki yılda gerçekleştirdiği köklü dönüşüm sürecini uluslararası alanda daha güçlü bir şekilde tanıtma açısından da bizim için önemli bir fırsat” ifadesini kullandı.
Kaynak : Fazlı Şahan, Yeni Şafak
Genelkurmay Başkanlığı ’nın yasalaşmasını istediği ‘Asker paketi ’ TBMM ’ye gönderildi. TCK ve CMK ’da yapılan değişiklikleri askeri yargı yasalarına taşıyan paketle oluşturulacak Askeri Hâkimler Kurulu (AHK) yeni atamalarla ‘askeri yargıyı ’ yeniden dizayn edecek.
TSK, MİT ’te olduğu gibi sivil mahkemelerde yargılanma taleplerinin özel izne bağlanmasını sağlayacak. Askeri yargıda görevli hâkimlerin sicil ve aranma açısından dokunulmazlıkları olacak. Askeri Hâkimler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ’nın içerdiği değişiklikler özetle şöyle:
SİVİLDE YARGILAMA İZNİ
Askerlerin görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevle ilgili olmak şartıyla, görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan dolayı adli yargının görevine giren konularda haklarında soruşturma yapılması, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları için Başbakan ’ın, Jandarma Genel Komutanı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı için İçişleri Bakanı ’nın, diğer personel için Milli Savunma Bakanı ’nın iznine tabi olacak.
AHK ATAYACAK
Askeri Hâkimler Kurulu, Milli Savunma Bakanı ile bakanın teklifi ve Başbakan ’ın onayı ile 1 ’inci sınıf askeri hâkimler arasından seçilen 4 üyeden oluşacak. HSYK ’ya Adalet Bakanı ’nın başkanlık etmesi gibi, Askeri Hâkimler Kurulu ’nu yönetmek ve temsil etmek üzere Milli Savunma Bakanı Kurul ’a başkanlık yapacak. Askeri hâkimlerle ilgili, mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, yıllık ve mazeret izinleri dışındaki her türlü izinleri verme, 1 ’inci sınıfa ayırma ve 1 ’inci sınıf olma, disiplin cezası verme ve disiplin cezalarını sicilden silme, görevden uzaklaştırma işlemleri bu kurulun görevi olacak.
ERBAŞLAR SİVİL CEZAEVİNE
Askeri şahıslar hakkında askeri ve adli yargı mahkemeleri tarafından hükmolunan hapis cezaları, askeri cezaevlerinde infaz edilecek. Ancak yükümlü erbaş ve erler hakkında, asker edilmeden önce işledikleri suçlardan verilen hapis cezaları, asker edildikten sonra işledikleri suçlardan verilen 1 yıl veya daha fazla süreli hapis cezaları, Adalet Bakanlığı ceza infaz kurumlarında çektirilecek. İnfaz sırasında tutuklu ve hükümlülerin üzerilerinde askerlik kıyafeti ve işaretleri bulunmayacak.
SEFERBERLİK VE SAVAŞTA CEZA
Türk Ceza Kanunu ’nun hapis cezasının ertelenmesine ilişkin hükümleri, askeri suçlar hakkında da uygulanacak. Ancak “sırf askeri suçlardan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan netice cezanın 3 ay veya daha fazla süreli hapis cezası olması, fiilin disiplini ağır şekilde ihlal etmesi veya birliğin güvenliğini tehlikeye düşürmesi veya birliğin muharebe hazırlığını veya etkinliğini zafiyete uğratması veya büyük bir zarar meydana getirmesi, fiilin savaş veya seferberlikte işlenmesi, daha önce sırf askeri bir suçtan dolayı mahkûm olunması” hallerinde hapis cezaları ertelenmeyecek. Buna göre verilecek ceza, suç seferberlik halinde işlendiği takdirde yarı oranında, savaş halinde ise bir kat artırılacak.
ÖLÜM CEZASI AYIKLANDI
Kıta, karargâh veya kurumlarda ya da görev esnasında veya görev yerlerinde uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçlarını işleyen askeri şahıslar hakkında, TCK ’nın bu suçlara ilişkin hükümleri uygulanacak. Askeri Ceza Kanunu ’nda yer alan ‘ölüm ’ cezaları, ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis ’ cezasına dönüştürüldü.
SİVİLLER SADECE SAVAŞTA
Askeri mahkemeler, asker kişiler tarafından işlenen askeri suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili işledikleri suçlara ait davalara bakacak. Bu kapsamda olsa dahi devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar adliye mahkemelerinde görülecek. Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde yargılanamayacak.
İHANET SUÇLARI
Genelkurmay Başkanlığı ’nın bulunduğu yerde kurulan askeri mahkemenin özel yetkisi, kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla general ve amiral rütbesindeki asker kişinin askeri yargıya tabi suçlarını, ayrıca Askeri Ceza Kanunu ’nun “harp hıyaneti”, “milli müdafaaya hıyanet”, “milli mukavemeti kırmak” gibi suçlar, Genelkurmay Başkanlığı ’nın bulunduğu yerde kurulan askeri mahkemede görülecek.
ÖNLEME ARAMASI
Tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla usulüne göre verilmiş askeri ceza mahkemesi kararı veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, komutanın yazılı emri üzerine, askeri mahallerde askeri hâkimler hariç kişilerin üstü, araçları, özel kağıtları ve eşyası aranacak, alınması gereken tedbirler alınacak, suç delilleri koruma altına alınarak kanun hükümlerine göre gerekli işlemler yapılacak.
ARANAMAYACAKLAR
Milletvekilleri, hâkimler, Cumhuriyet savcıları, askeri hâkimler, avukatlar, mülki idare amirleri ve Sayıştay meslek mensupları ile uluslararası sözleşmelerle yetkileri tanınmış kişi ve kuruluşların temsilcilerinin üstleri ve eşyaları, ağır ceza mahkemelerinin görevine giren suçüstü halleri dışında elle aranamayacak. Aracının, dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin açılması istenemeyecek.
Kaynak: Nuray Babacan – Hürriyet
İsminin açıklanmasını istemeyen bir CHP ’li, Sarıgül ’ün hedeflerini açıkladı.
SARIGÜL’ÜN İKİ HEDEFİ VAR
“Sarıgül’ün iki hedefi var. Biri CHP ’den milletvekili olmak, ikincisi de seçimlerden sonra yapılacak CHP kurultayında genel başkan olmak. Sarıgül ile birlikte hareket eden 29 meclis üyesinin yapacakları Şişli ’nin geleceğini tayin edecek.”
OYUN YENİ BAŞLIYOR
“Sarıgül ilk olarak Milletvekili olmak isteyecek. Daha sonra da CHP Genel Başkanı olmak isteyecek. Sarıgül partideki geleceğini Şişli ’den dizayn edecek. İşler olumsuz giderse meclis üyeleri istifa ederek TDH ’ye geçecekler.”
Kaynak: Ercan Öztürk – Akşam
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu SSK Genel Müdürü olduğu dönemde yaptığı iddia edilen “Torpilli atamalar” için “7 kişi aldığımı ispat etsinler istifa ederim” demişti. Yapılan araştırmalarda Kılıçdaroğlu’nun yeğen ve kuzenlerinden ve onların çocuklarından oluşan 18 kişinin nerelere atamasının yapıldığı tek tek tespit edildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM’deki bütçe görüşmeleri sırasında, Kılıçdaroğlu’nun Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü döneminde yaptığı torpilli işe almalardan bahsetmiş, ancak o işe almaların olduğu mavi dosyanın tamamını açıklamamıştı. İşte o dosyada yer alan akraba torpillerinin bir kısmına SABAH ulaştı. Listede, Kılıçdaroğlu’nun Genel Müdürlüğü döneminde işe aldığı 18 akrabasının nerelere yerleştirildiği yer aldı. O listede Kılıçdaroğlu’nun kuzenleri, yeğenleri, kuzenlerinin çocukları, yengeleri ve kuzenlerinin eşleri yer aldı. İşte Kılıçdaroğlu’nun torpil şeceresinin tam dökümü:
TEYZE TORUNU, DAYI OĞLU
Evren Evrim Özdemir, (Teyzesinin torunu) Kocaeli SGK İl Müdürlüğü
Ali Karabulut, (Amca oğlu), S.B Tepecik Araştırma Hastanesi Baştabipliği
Metin Karabulut, (Amca oğlu), İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü
Süphan Kılıçdaroğlu, (Amcasının torunu), Tunceli Devlet Hastanesi
Sebahat Karabulut, (Halasının gelini), İstanbul SGK İl Müdürlüğü
Umut Rıza Gündüz, (Dayı oğlu), Antalya Devlet Hastanesi Düzgün Karabulut, (Hala oğlu), SSK Göztepe Hastanesi
Murat Sağlam, (Halasının torunu) Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği
Fethiye Karabulut Özdoğan, (Amcasının kızı) Antalya SGK İl Müdürlüğü
Kemal Özdoğan, (Hala oğlu), Okmeydanı Araştırma Hastanesi Baştabipliği
Beşer Özdağ, (Halasının gelini) Kocaeli Derince Araştırma Hastanesi
Endercan Özdağ, (Halasının Oğlu), Derince Devlet Hastanesi
Belgüzar Gündüz, (Dayısının eşi), SGK Kırklareli İl Müdürlüğü
Suna Karabulu Taşkın, (Amcasının torunu) Tunceli Devlet Hastanesi
Şeyda Gündüz, (Dayısının Gelini) Antalya Devlet Hastanesi
Burhan Uğur Karabulut, (Amcaoğlu), Antalya Atatürk Devlet Hastanesi
Bilsen Özdoğan, (Halasının Gelini) SGK İstanbul İl Müdürlüğü
Ali Naki Kılıçdaroğlu, (Yeğeni), SGK Kocaeli İl Müdürlüğü
Kaynak: Mehmet Ali Berber – Sabah
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından İstanbul merkezli ”paralel yapı” soruşturması kapsamında Fethullah Gülen hakkında yakalama kararı çıkarılmasına ilişkin, bir yerde hukukun üstünlüğü varsa hukuk çerçevesinde sorgulama yapılmasına kimsenin itiraz edemeyeceğini ancak sırf intikam almak, öç almak duygusuyla bir şeyler yapılmasının doğru olmayacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, Tunceli Eğitim Gönüllüleri ve Eğitimi Destekleme Derneği (TEGED) ile İzmir Tunceliler Platformu’nun, maddi imkandan yoksun öğrencilere burs sağlama amacıyla İzmir Arena’da düzenlediği etkinlikten ayrılışı sırasında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından İstanbul merkezli ”paralel yapı” soruşturması kapsamında Fethullah Gülen hakkında yakalama kararı çıkarılmasına ilişkin soru üzerine açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Hiçbir zaman suçlu potansiyel suçlu veya olası suçluyu savunmak ya da yermek gibi bir düşünce içine girmedik. Bizim tek dediğimiz şudur; eğer bir yerde hukukun üstünlüğü varsa hukuk çerçevesinde sorgulama yapılırsa buna hiç kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum, biz de itiraz etmeyiz ama sırf intikam almak, öç almak duygusuyla eğer bir şeyler yapılıyorsa bu doğru değildir.”
Dört eski bakanla ilgili soruşturma komisyonu
Kılıçdaroğlu, “TBMM’de çalışmaları rapor aşamasına gelen Dört Eski Bakan ile İlgili Soruşturma Komisyonu’nun söz konusu bakanların yüce divana sevki yönünde görüş belirtmemesi halinde partisinin tutumunun ne olacağı” yönündeki soruya da şu karşılığı verdi:
“Orada kamuoyu kararını vermiş durumda. Kimlerin suçlu olup olmadığını, kamuoyu biliyor. Parlamentonun orada yapacağı sadece usulen bir çalışmadır. Olması gereken şudur; dört bakanın da ‘bizi yüce divana gönderin, biz aklanmak istiyoruz’ diye bir düşünce ifade etmeleri gerekir. Olması gereken de budur. Geçmişte parlamentoda buna benzer olayları yaşadık.”
MHP Konya Milletvekili Faruk Bal’ın divan başkanlığını yaptığı kongre Ereğli Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Ereğli İlçe Başkanlığına aday olan mevcut ilçe başkanı İrfan Aksoy ve Hulki Gözeller’in yönetim kurulu listeleri delegelere okundu.
Gözeller’in listesinin okunmasının ardından, Aksoy’un divan kuruluna Gözeller’in parti üyesi olmadığına dair dilekçe verilmesiyle salonda gerilim yaşandı. Gözeller, ülkücü hareketin birlik ve beraberlik içerisinde büyük işlere imza attığını ve atacağını belirterek, bu şartlar altında seçime gidemeyeceğini ifade etti. Gözeller’in kendisini destekleyen delegelere teşekkür ederek kürsüden indiği sırada bir delege divan başkanı Bal’ın yanına giderek Gözeller’in delegeliğinin söz konusu olmadığını söyledi.
Bunun üzerine salonda iki grup arasında sözlü tartışma başladı. Tartışma bir süre sonra kavgaya dönüşürken, salonda partililer birbirlerine yumruk attı. Gruptaki bazı kişiler Milletvekili Bal’a tepki gösterdi. Bu sırada bazı partililer salondaki gazetecilerin çekim yapmasını engellemeye çalıştı. Olayların sakinleşmesinin ardından tek liste ile gidilen kongrede İrfan Aksoy yeniden başkan seçildi. Kongreye, MHP Konya İl Başkanı Murat Çiçek, delegeler ve parti üyeleri katıldı.
AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek, 14 Aralık operasyonuyla ilgili, “Türkiye’nin selameti açısından o soruşturmada adı geçenler, taraftarları veya başka birileri, hiç kimse soruşturmayı etkileyecek bir tarzda kamuoyu algısı oluşturmadan gerçeğin ortaya çıkması için savcıları ve hakimleri rahat bırakması gerekir” dedi.
İpek, partisinin Dedeman Otel’de düzenlenen Zonguldak Merkez İlçe Başkanlığı kongresinde konuştu. Gezi olaylarının, Türkiye’nin büyümesine, gelişmesine, bölgesel bir güç olmasını istemeyenlerin, içerideki maşaları vasıtasıyla planlamış olduğu bir eylem olduğunu savunan İpek, “Eriyip gitti. Parlamentodaki çoğunluğa çarptı, milletin çoğunluğuna çarptı ve eriyip gitti” dedi.
Ardından 17-25 Aralık yargı darbe girişiminin geldiğini ifade eden İpek, “O da millet iradesine ve Türkiye’nin bölgesel güç olmasına, Ak Parti’ye ve millet iradesine taammüden bir saldırıdır. 17-25 Aralık darbe girişimi, kayıt dışı siyasetin, yani millete sandıkta hesap vermeyenlerin girişimleridir. Cumhurbaşkanlığı seçimini başarıyla tamamlayan Ak Parti, 2015 seçimlerinde inisiyatifi eline alacaktır ki bugün inisiyatif Ak Parti’nin elindedir” diye konuştu.
NE GENEL AF NE ÖZERKLİK SÖZ KONUSUDUR
İpek, çözüm süreci kapsamında tartışılan genel af ve özerklik tartışmalarına değindi. İpek, “Özerklik, genel af, bunlar milletin kafasını karıştırmaya yönelik seçim öncesi ‘Acaba Ak Parti’ye zarar verebilir miyiz?’ diye uydurulmuş ve medyaya servis edilmiş yalan haberlerdir. Ne genel af söz konusudur, ne de özerklik söz konusudur. Bu milletin ülke yapısı, milli birliği, beraberliği devam edecektir” dedi.
2015 seçimleri öncesi oy oranlarının yüzde 50 bandında olduğuna işaret eden İpek, “İddiamızı ortaya koyarak, yüzde 54 gibi oy aldığımızda parlamentoda anayasayı değiştirecek çoğunluk yine Ak Parti kadrolarına nasip olacaktır” diye konuştu.
14 ARALIK OPERASYONU
Konuşmasının ardından gazetecilerin 14 Aralık operasyonuyla ilgili sorusunu da yanıtlayan İpek, şöyle konuştu:
“14 Aralık operasyonu bir yargı süreci. Tüm gelişmeleri kamuoyu önünde birlikte izledik. Ama dosyanın içinde ne vardır, nelerdir, bunu ben de bilmiyorum. Tüm milletin talebi olduğu gibi benim de arzum tüm iddiaların ve tüm gerçeklerin tamamının ortaya çıkmasıdır. Bu konunun ne kadar bağlantısı varsa, nereye kadar gidiyorsa tüm gerçekliğiyle ortaya çıkmasını millet istediği gibi ben de arzu ediyorum.”
Konuyu soruşturma kapsamı dışında bir algı yönetimine sürüklemenin doğru olmadığını kaydeden İpek, şöyle devam etti:
“Topluma bir kısım mesajlar medya üzerinden verilmeye çalışıldığında, savcı da hakim de o toplumun mensubu olduğu için mutlaka etkilenecektir. Türkiye’nin selameti açısından o soruşturmada adı geçenler, taraftarları veya başka birileri, hiç kimse o soruşturmayı etkileyecek bir tarzda kamuoyu algısı oluşturmadan gerçeğin ortaya çıkması için savcıları ve hakimleri rahat bırakması gerekir. Rahat bırakalım. Çünkü 4-5 yıldır medya üzerinden algı operasyonları yürütülerek yapılan soruşturmalardan esasen toplum rahatsız oldu. Yargıyı ve mahkemeleri, kuvvetler ayrılığı prensibine göre kendi mecrası içinde soruşturmasını yürütecek tarzda rahat bırakmak gerekir.”
