25 Ağustos 2014 Pazartesi

Obama'yı "zorlu kararlar" bekliyor

Seçim kampanyası sırasında Irak’taki savaşı sona erdirmek ve Ortadoğu’da yeni bir savaşa sürüklenmemek için söz veren ABD Başkanı Barack Obama’nın, iktidardaki 6′ıncı yılında Ortadoğu’da bu sözünü tutması giderek zorlaşıyor.


Suriye’deki iç savaşta sayıları artık yüz binlerle ifade edilen sivil kayıplar, Esed rejiminin kendi halkına kimyasal silahlarla saldırması ve Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünün bu kaostan faydalanarak gücünü artırması, şu ana kadar Obama’nın Suriye’ye bir askeri müdahalede bulunmaya karşı gösterdiği direnci kırmaya yetmedi. Ancak Amerikalı gazeteci James Foley’nin IŞİD tarafından vahşice öldürülmesi, IŞİD’in bölgedeki Amerikalıları ve Amerikan personelini de tehdit edecek düzeyde güçlenmesi ve bir anlamda ‘El Kaide’nin yerini alarak ABD’ye doğrudan tehdit oluşturmaya doğru ilerlediği tartışmaları, Obama’nın hesaplarını değiştirebilir.


Irak’ta IŞİD’in durdurulamaz ilerleyişi ve Amerikan Konsolosluğu’nun da bulunduğu Erbil’i tehdit etmeye başlaması üzerine 7 Ağustos’ta orduya bu ülkedeki IŞİD hedeflerine hava saldırıları düzenleme yetkisi veren Obama, böylece ‘aptalca’ olarak nitelendirdiği Irak’taki savaşı sona erdirmesi ve tüm askerlerini bu ülkeden çekmesinden 3 yıl sonra, karadan olmasa da Irak’a Amerikan ‘askeri varlığını’ tekrar getirdi.


İki haftayı aşkın süredir devam eden hava saldırılarında IŞİD’e darbe vurulduğunu, Irak ve Kürt güçlerinin tekrar kendi ayakları üzerinde durması ve Musul Barajı gibi bazı kilit noktaların geri alınmasına katkı sağlandığını söyleyen Amerikalı yetkililer,  örgütün yeniden toparlanma imkanı bulduğu Suriye’deki unsurlarının da üzerine gitmeden bu tehdidin ortadan kaldırılamayacağına da dikkat çekiyor.


Başkan Obama’nın Irak’tan sonra Suriye’de de IŞİD’e karşı operasyon kararı alarak harekatın boyutunu genişletip genişletmeyeceği kamuoyunda en çok tartışılan sorular arasında yer alıyor.


IŞİD’e Suriye’de de müdahale sinyali


Obama, IŞİD’e karşı daha sert bir tavır izlemesi konusunda da Kongre’de özellikle Cumhuriyetçi çevrelerin yoğun baskısı altında. 


Askeri liderler de ilk kez geçen hafta hava saldırısı şeklinde olmasa bile IŞİD’i yenilgiye uğratabilmek için örgütün Suriye’deki kısmının da üzerine gidilmesi gerektiği uyarısında bulundu. Amerikan medyasında, IŞİD’in bölgeden çıkarak Amerika’ya tehdit oluşturabilecek boyuta ulaşıp ulaşmadığı ve ‘yeni El Kaide’ olup olmadığı konularının sıkça işlendiği de görülüyor.


Bu noktada Suriye’de iki yıl önce kaçırılan Amerikalı gazeteci Foley’nin IŞİD militanı tarafından kafası kesilerek öldürülmesinin görüntülerinin yayınlanması sonrası, ABD yönetiminin IŞİD’e karşı söyleminin gözle görülür biçimde sertleştiği de dikkat çekiyor. ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, geçen perşembe günü düzenlediği basın toplantısında, IŞİD tehdidinin boyutuna dair, ‘daha önce gördüklerimizin çok ötesinde, IŞİD bir terör örgütü olmanın ötesine geçti’ sözleriyle, örgütün ABD’ye tehditte El Kaide’yi de geçtiği yönündeki yorumları artırdı. Aynı basın toplantısının diğer önemli noktası, Hagel’in, Suriye’de de IŞİD’e karşı hava saldırısı düzenleme seçeneğine, ‘her seçeneği araştırıyoruz’ diyerek açık kapı bırakmasıydı. 


Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey de, IŞİD’in kontrol altına alınabileceğini ancak Suriye’de yerleşik kısmının da üzerine gidilmeden örgütün yenilgiye uğratılamayacağını söylemişti. ABD’nin Irak’taki operasyonun boyutunu Suriye’yi de kapsayacak şekilde genişletebileceğine dair en net sinyal ise Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Ben Rhodes’tan geldi. Rhodes, ‘Amerikalıların korunması ve ABD’ye terör planlarının engellenmesi söz konusu olduğunda hiçbir seçeneği dışlamayız. Dolayısıyla, Amerikan dış politikasının ana misyonu olan halkımızın korunması söz konusu olduğunda kendimizi coğrafi sınırlarla kısıtlamayız’ dedi.


Obama’nın zorlu Suriye kararı


IŞİD’e karşı Suriye’de de harekete geçmesi gerektiği yönündeki baskılar ve özellikle Foley’nin öldürülmesinden sonra örgütün Amerika’nın çıkarlarına doğrudan tehdit oluşturması karşısında Obama’nın ‘düğmeye basmayı’ mı tercih edeceği, yoksa iç savaşın hüküm sürdüğü ve birbirinden ayrı birçok grubun bulunduğu ülkeye ABD’yi sürüklemenin getireceği risklerin daha mı ağır basacağı son günlerde en çok merak edilen hususlar arasında yer alıyor.


Rhodes’un, IŞİD tehdidiyle mücadele için eyleme geçebileceklerine yönelik sözleri, yönetim yetkilileri arasında şu anda birinci seçeneğin daha ağır bastığı işaretini veriyor. Yetkililer Suriye’de hava saldırılarının seçeneklerden biri olduğunu ifade etse de Obama’ya henüz spesifik askeri seçeneklerin sunulmadığı bildiriyor.


Obama’nın karar verirken zihninde sürekli ‘gidip gelecek’ soru da, seçim kampanyasından bu yana kendisine misyon edindiği ‘Ortadoğu’da yeni bir savaşa sürüklenmeyeceğiz’ sözünün ne kadar tehlikeye gireceği. Çünkü Irak’taki misyonun Suriye’ye kadar genişletilmesi sonucu Amerika’nın bölgede uzun soluklu bir askeri yükümlülüğün altına girmesi, Obama’nın başkanlığının kalan döneminin önemli bölümünü bu konuya harcayacağı anlamına gelebilir. Bu da Obama’nın arkasında bırakmak istediği “savaş bitiren başkan” mirasının tam tersi anlamına geliyor olacak.


ABD’nin Suriye’de IŞİD hedeflerine hava saldırıları düzenlemesi, daha da ironik olarak IŞİD’in savaştığı Esed’le aynı ‘ortak düşman’ı hedef alması neticesini doğurabilir. Dolayısıyla kimi çevreler, ABD’nin IŞİD’e karşı bu ülkede girişeceği bir harekatın aslında Esed’i güçlendireceği yorumunu yapıyor. Ülkede özellikle muhalif bazı çevrelerden, ABD’nin ‘düşmanımın düşmanı’ mantığıyla, ‘Esed’le gizliden ortaklık mı kuracağı’ sorularının dillendirilmesine rağmen yetkililer, bunun söz konusu bile olmadığını net ifadelerle vurguluyor. 


IŞİD operasyonların, sadece Irak’la sınırlı kalması riskli olabilir


Obama’nın her şeye karşın IŞİD’e karşı saldırıları sadece Irak’la sınırlı tutmasının taşıyacağı riskler de aşikar. Ülkede gerek basında gerekse de Kongre’de özellikle Cumhuriyetçi kanattan Obama’nın pasif tutumuyla ABD’nin dünya sahnesinde ağırlığını yitirmesine neden olduğu eleştirilerinin daha da güçlü duyulması ve IŞİD’in Irak’ta darbe yese de Suriye’deki varlığı sayesinde yeniden toparlanabilme imkanını yitirmemesiyle Amerika’ya giderek daha fazla tehdit oluşturması bu risklerden sadece birkaçı.


Obama yönetiminin Suriye’de hangi seçenekleri değerlendirdiğine yönelik haberlere de son günlerde sıkça rastlanıyor. Reuters, Kongre kaynaklarına dayandırdığı bir haberinde Başkan Obama’nın gelecek haftalarda Irak ve Suriye’de IŞİD’e yönelik hava saldırıları için Kongre’den yeni fon talebinde bulunacağını belirtti. Washington Post gazetesi de ABD yönetiminin değerlendirdiği seçenekler arasında, Obama’nın geçen yıl açıkladığı güncellenmiş terörle mücadele stratejisi altında IŞİD’e karşı sınırsız askeri güç kullanımı için Kongre’den yetki istemesinin de yer aldığını yazdı.


Geçen yıl yine bu dönemde Esed’in halkına karşı kimyasal silah kullanmasının ardından Suriye’ye sınırlı askeri eylemde bulunmaktan son anda vazgeçen Obama’yı Suriye’de tekrar zor bir karar bekliyor.



Obama'yı "zorlu kararlar" bekliyorobama, Zorlu Kararlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...